Istırapları bizden uzak, sapa olsun da yolu bize düşmesin diyen ülkeler istedikleri kadar bize ne demeye çalışsalar bile esasen düşünüş kategorisinde dünya hür bir şekilde.
Bu açıkçalık doğruya yönelici değil midir ? Aslında kendilerince insan olma, üstün olma kavramlarına yakışık aldırışları için işte dünya bizimdir, üstünüz ve efendisiyiz dercesine, dünya hakimiyetinin sosyo, ekonomik, siyasal, kültürel tüm yollarını kendilerince belirleyebilişleriyle bireylerine, toplumlarına, şehirlerine; özlerinin özlerine giden yollarının açılışlarını bu içkinliklerle açıklayabilenlere böylesine özlerinin özüyle yollarına gidebilenler denilir.
•••Yeterince vahşi sorunlarla kaplanmış şu dünya da nice, nice bireysel ve toplumsal çıkmazlarla her tarafı kavuran sosyo, ekonomik, siyasal, kültürel kasırgalar karşında esmeyenlerin ne kadarcık dünyaları olur ki? Bu dünya bizimdir dercesine istedikleri yere gidebilenlere karşılık bilinmelidir ki özellikle de; seyahât isteklerine malik olamayanlar için gitmek istedikleri ülkelerin vizesini alamayan, uçağına bindirilmeyenlerin. Bir şekilde hava, kara, demir ve deniz yoluyla, gitmek istedikleri ülkelerin-yerlerin hudut kapılarına-sınır kontrol noktalarına, kapı, liman pasaport geçişlerine dayanıldığında içeri alınmalarına müsaade edilmeyenlerin, geçiş izni alamayanların bu dünyada yaşıyoruz ve seyahat amacıyla istediğimiz yola ve yere gidebilme hürlüğüne sahibiz diyebilecek kadar yüksek manaları sahiplenenlerin yola gidişleri illa özlerinin özüyle olur iken, dünyayı tanıyamayanlar da vaziyetler ise sahip olanlara bir şekilde sığınabilmektir.
••• Elbette kalış ve yaşayışları uğruna nice yola çıkan insanlar, önce kararlı yeterlilikle önlerine geçen engelleri aşabilmek tavrını sürdürmek zorundadır ki bu zorunluluğa mecburisi kuşkusuz gidilen yerde daha iyi ikame edici hayat yaşama kazanımlarıyla iyileştiriciliklere yönelişleri mutlaka özlerinin özleriyle algılanır.
•••İnsanlar gerilerinde bıraktığı sahtelikleri silip de yıkıntılarını onarmakla kayıplarını gidermek niyetiyle gerilerine baktıklarında kayboluşlarını-yitip de gidişlerini, son olmayan sıkıntılarıyla nasıl dövündüklerini silmeyen belleklerinde görebilerek teşebbüsleri olamadan, gidecek yön ve istikamet bulmadan.
Kazandırıcı bir şey yapamadan. Kendi kendilerine dönüp, dolaşıp ille candan dostlukları bulamadan asla hesaplarını tutabilecek bir işi olamadan yaşayışlarına nasıl katlanmış olduklarına bir anlam veremeden yaşayıp ta gitmişlikleriyle özlerinin özüne ulaşamamışlar.
•••Gene de bağlı bulunuşları hatırına katlanma feda
kârlıkları haricinde oturup ta kalışlarındaki günlerinin zarar da oluş hesaplarının onca birikimlerinden bıkıp usanarak gidişlerine iyi bir baskıyla; kendilerine beni dinle var olmanın hakikatine bağlanamamak için bu yola çıktım ki unutmaman gereken, şu içime işleyenlerin: tıpkı dövüş horozları gibi gözlerimin bağlandığı, şuurumun kapandığı kör dövüşleriyle kaybedercesine hep kaybedicilik mensubu olmaktan bıktım, usandım. Yer aldığım düşmüşlüğün anlamı çekilemezlik olmasından sıkıldım ...Haykırışlarını sesli, sessiz duyurucu bağlamlarıyla ima edenlerin !! Özlerinin özüne ulaşamadıklarının tarifleri asla bir onay yolsuzluğu değildir. İşte buna istinaden kalışlarındaki acıtıcı hallerinden sıyrılma uğruna yola gidişindeki maksatları hakiki olmazlar mı?
•••Kararlarla kurallar herkese her şeyi tanımlar iken inkar edilemez ki icap eden mecburi yola revan olmak.
Gerekiyor ise bu uğur da yol bulma. Bilerek söyler mefkuresi olabilenler. Böyle lüzumlu tespitler, zannımca !!
Bireyleri, toplumlar, şehirler, ülkeler. Devletlerle, hatta yönetimlerle bile. Yönetenlerin de taşmama hilesiyle. Zihinlerin, yüreklerin, gönüllerin de. Çizebildikleri ideal çizgileri illâ ki! Özün özüyle yola gidebilmektir !!
Yollar gidenlerindir Elbette, bu doğru.
Şu hayat yolculuğunu bana sorsalar.
Derim ki, kimin hangi konuda varsa.
Acınacak hali, ona Allahın merhameti
Tamı tamına şu hayatta her bir şey.
Sadece acınmaya işaret etmez ki !
Diye cevap aldığım da, deva derim !!
Bak önüne bilesin ki, fikrin nedir ??
İçin, dışın yol olsa da, bir yolunu bul.
İlgin, ilgilenişin, irtibatın ne, nasıldır ?
Yolun nere ye çıkar, haberin var mı ?
Önüne ne çıka bilir, engeller ne olur ?
Gittiğiniz yol, sizi nere ye götürüyor !!
Yolunuzu sahici bilip öğrendiniz mi ?
Noksanlarınızdan haberdar mısınız ?
Hedefinize ulaşabilmek için ile de !!
Fikir çizgilerinizle yolunuzu çizerek.
Mutlaka bağlantıları iyi göre bilerek.
Eksileri iyi kavrayıp ta giderebilecek.
Noksansızlığın öneminden ne haber?
Sancılıdır insan psikolojisi, sakın ha !
Kuşatılmasın hislerinizle duyularınız.
Önemlilikler, bilinenler üzerindendir.
Aksi hal de çürükleşir kesin kararınız.
Yola gidişinizde yoksa derince bir ilgi.
Ulu orta olarak ortaya çıkmasın yol.
Çünkü kanaatler etkin beğenilerledir.
Tıpkı Asil Bir Yönetim Sistemi gibidir.
Ciddi, içtenlikle derinleşici yola gidiş.
Mecbur kalışla samimiyetlerden olur.
Kader, kısmet, şans, talih, nasip, dilek.
Mecbur kalıcı olmaların kabullenişleriyle.
Akıbet hayırlı olsun denile bilinmeyle.
Yola gidişler de aranandır özün özü.
Hem de erzaktır niyet (Yavuz Yurt).