Eskilerin deyimiyle “Mart ayı dert ayı” ve “Martın On beşi kış on beşi yaz “ ve “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır!” derlerdi.
Bu serzenişler mutlaka yaşanmışlıkların sonucu olduğu kesindir.
Mart’ın kararsızlığı, bir güneşi, bir soğuğu, bir ayazı, bir yağmuru, bir karı…
Dolayısıyla evde yapılan planları alt üst eden bir ay.
Bahar geldi derken kışın yüzünü gösterdiği anlık değişimler.
“Mart ayı, dert ayı.”
“Mart ayların çingenesidir.”
“Mart çıkmadıkça dert çıkmaz.”
“Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda”.
“Mart martladı, tavuk yumurtladı.”
“Martta sürmez, eylülde ekmezsen sabanı bırak. “
“Martta tezek kuruya, nisanda seller yürüye. “
“Martta yağmasın, nisanda dinmesin. “
“Mart Havası gibi !”
“Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür.” sözleri de mart ayının çilesine ve sefasını dile getirmekte.
Ama ne olursa olsun Mart ayı geldiğinde hepimiz baharın gelişini kutlamaya hazırlanırız. Sadece biz değil doğada kendi hazırlığını yapmaya başlar biz inanalar gibi. İstediği kadar kışın soğuğu, fırtınası, ayazı, yağmuru olsa biz bahar da yapılması gereken ne varsa yavaş, yavaş başlarız.
Kuşlar daha coşkulu öter, ağaçlar tomurcuklanmaya başlar, börtü böcek canlanır, topraktan bahar çiçekleri baş göstermeye başlar, belki birkaç saatlik de olsa güneş yüzümüzü gülümsetir.
Mart ayında ayrıldık farklı yöne savrulduk,
Eylül'de gelirsin sanırdım, yoruldum artık,
Allah aşkına de biz hangi yalana inandık,
Mart ayında ayrıldık farklı yöne savrulduk,
Eylül'de gelirsin sanırdım, yoruldum artık...
(Yoruldum Artık--Yusuf Önder Bahçeci)
Tam da üstümüze lahana misali giydiğimiz elbiseleri tek, tek çıkarmaya hazırlanırken, kalın paltoları kaldırıp ince montlara geçmeye niyetlenmişken, işte o meşhur deyim devreye girer: “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır!”
Bu deyim, Mart ayının ne kadar değişken ve güvenilmez olduğunu anlatan en güzel sözlerden biridir.
Bir gün bahar havasında sokakta gezerken, aniden bastıran yağmurda ıslandığımızda hızlı adımlarla evde ısınmaya çabaladığımız anlarda bir bakmışız ki pencereden lapa, lapa yağan karı seyrediyoruz. "Tamam, artık kışı atlattık," dediğimiz anda ayaz kapıyı çalar ve bizi kazma kürek yakmaya mecbur bırakır.
Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
(Can Yücel)
Mart ayının bize yaptığı bu sürprizlerin sebeplerine gelecek olursak…
Mart ayının bu dengesizliği tamamen atmosfer olaylarından kaynaklanmaktadır. Kışın soğuk havası yavaş, yavaş yerini bahara bırakmaya çalışırken, havada sıcak-soğuk çatışması yaşanır, gündüz güneşin ısıttığı hava, gece aniden soğur ve mevsimler arasında gidip gelen bir döngü oluşur.
Belki bu açıklama biraz bilimsel oldu ama başka bir açıklaması da yoktur. O da basitleştirerek anlatım.
Daha da basitçe “Allah’ın hikmetinden sual olmaz “ derim.
Halk arasında “Mart dokuzları” diye bilinen dönem de bu değişken havaların en şiddetli olduğu zamanlardır. “Mart dokuzu, dokuzun dokuzu, o da olmazsa otuzu” olarak söylenir ve 1.Dokuz 9 Mart, 2.Dokuz 21 Mart, 3. Dokuz 30 Mart’a karşılık gelir ki bu günlerde yağmur, fırtına, kar, soğuk görülür.
Yani, Mart'ta bahara fazla güvenmek, sonrasında battaniyeye sarılıp soba başında oturmaya neden olabilir.
Mart ayının isminin nasıl konulduğuna da kısaca bakarsak; Antik Roma'da Mart ayının savaşa başlamak için şanslı bir zaman olduğu kabul edilirdi. Dolayısıyla Roma Savaş Tanrısı "Martius" un ismi bu aya verilerek bu şekilde anılmaya başlanılmıştır.
İşte bildiğimiz Mart ayı, her hesabında önüne engeller süren bir ay olsada öylede böylede işini tamamlatan ay.
Böylelikle Mart ayı aslında hayata dair önemli bir ders de verir: Dış görünüşe aldanma!
Her şey yolunda gidiyor gibi görünse de beklenmedik durumlar her an kapıyı çalabilir. Bu yüzden hazırlıklı olmak, değişime ayak uydurmak gerekir.
Mart yedisi
güneşin kenarından
gülümseyişinde
ağaçlar çiçeğinde
sevdan yüreğimdeyken
tek dileğim
don yememendi
meyve verenim
gelecek ümidim
sevgilim
(Necdet Uçan)
O yüzden Mart ayında plan yaparken hep bir "B planı" bulundurmalısın. Yoksa bahar hayalleri kurarken, soğuktan burnunu çeken biri olarak kendini bulabilirsin!
Onun için;
Yeni heves, yeni nefes, yeni bir neşe getir ruhuma…
Sevgili Mart.