Duruşun kelime anlamı, tavır ve tutum olarak yer alıyor sözlükte.
Payı kadar susmak menfaat ve çıkar için bir duruş sergilemekse
Payı kadar konuşmakta mazlumu, hakkı gasp edileni savunmak suretiyle gösterilen erdemin adıdır.
"Herkesin bir fiyatı vardır " diye bir söz gelip yerleşmiştir esir alınmış benliklere, günümüz insanının zaafını, zayıflığını ve karakterinin ifadesi olarak!
İktidara karşı duruş
Haksızlığa karşı duruş
Topluma karşı duruş
Kendine karşı duruş olarak nitelendirdiğimiz bu özellikleri taşımak ve sahip olmak her nefsin yapabileceği bir yiğitlik değildir.
Yapabilen, zaaflarına, nefsine yenilmeyenler ise
Önce kendini tanımış ve değiştirmemiştir demektir.
Karşı duruş kuru ve kasıtlı muhalefet olarak anlaşılsın istemem, eğrinin doğrusunu ve yapıcı bir yorumla yol göstermek, alternatifini dile getirmek suretiyle olursa makbul olur, kabul görür.
Üstat Dücane Cündioğlu'nun şu güzel tespiti üzerine düşünüp kafa yormak gerekir kanaatindeyim
siyasette erdem artık bir seçenek değil.
çünkü bu ülkede hiçbir taraf diğerine “biz sizde bulunmayan erdemlere sahibiz, sizin rakiplerinize reva gördüğünüz türden çakallıklara biz asla tenezzül etmedik, etmeyiz” diyemiyor.
sorun şurada ki erdem seçmenin bile umurunda değil.
•••
• şu erdem erdem denilen şey de nedir?
erdem bugün tepeden tırnağa siyasette olmayan ahlakî niteliktir: itidal (ölçülü olmak).
düşüncede itidal: hikmet
arzuda itidal: iffet
öfkede itidal: cesaret
hikmet+iffet+cesaret=adalet
seçmenin bile umurunda olmayan o erdem işte budur.
(Dücane Cündioğlu)
Topluma önderlik edenler, aydınlar,kanaat önderleri, din adamları, eli kalem tutanlar ve siyasiler örnek alınan, hal ve hareketleriyle kitlelere hitap edenlerdir.
Gaye bir kişiyi,bir ferdi iyiye güzele yönlendirmek ruhuna ve gönlüne girebilmektir ki, çürümüş ve hastalıklı düşüncelerden uzak tutmak mümkün olsun!
Yani azizim marifet kârdan adam değil, kardan adam olmaktır.
İnsanların insana özlemi ve saflığı, sadeliği hoşa gidendir, bu yüzden çocuklar kardan adamları sever!
bu gün
yarin
kardan adamlar gelecek
sessiz
sakin
ve kaderine razı olarak
adam olamayanlar
adamlık öğrenecek
endişe etmeyin
çakılı kalmayacaklar
oldukları yerde
yani
yerinizi daraltmayacaklar
gezmeyecekler
ayak altında
burunlarını sokmayacaklar
işlerinize
vakit gelince
hepsi birer birer gidecek
su olup
engin denizlere...
....
Çağın ve vahşi kapitalizmin azalttığı insanlar bir çok değeri yitirdiği gibi, düzene ayak uyduranların aykırı ve yalnızlığı tercih edenlere ettikleri zulümdür. Kendi bitmişliğini unutanlar ve çoğunluk konuma geçenler şeytanın aklını kendi aklı sanmakta, nefsinin piçliğini iş bilen, tuttuğunu koparan, her kapının anahtarına sahip olmakla övünürler.
Getirisi olan her şey kabul görürken, götürdükleri göz ardı edilmektedir ki, hayatta kalmak ve yaşamın devamı için strateji geliştirdiklerini ifade ederler.
Adamsan eğer
insanlık köreldi insanlar sağır
insanım diyenin yükü çok ağır
bir şey bilmiyorsan boşluğa bağır
başkaldır üzene adamsan eğer
ölüyle dirinin kalmadı farkı
gözyaşı sel oldu doldurdu arkı
zamane puştları çevirir çarkı
başkaldır ezene adamsan eğer
sen ağlarsın onlar güler geçerler
köşe dönmek için köşe seçerler
tarlasız tapansız ekip biçerler
başkaldır düzene adamsan eğer
din iman torbada fetvalar hazır
saraylar kurulmuş denize nazır
gariban sofrada tencere kazır
başkaldır üzene adamsan eğer
kurtoğlu acına kimseyi katma
her gün bir şehit var uzanıp yatma
yurduna sahip çık davanı satma
Başkaldır düzene adamsan eğer
O kadar çok cephe, o kadar çok mücadele edecek şey vardır ki günümüzde
Her an, her gün yeni icatlar, yeni yöntemler ve bahaneler bulunmaktadır düzenbazlık denilen devrimlerine!
Bunca yenilik, bunca çağdaşlık ve değişen insan modellerini görüp gözlemledikçe
1965 model eski bir araba gibi orijinal kalmak istiyorum... vesselam
Arap Kurt