İnsanlığın en kararlı gerçeğinden olan bilimin yasası olacak kadarki tarifiyle : Modern bilim adına genel değerlendirmenin şereflendirilmesi olurcasına. Bilimin gelişmesine, hızlandırılmasına açıklıklar getirilerek. Durgunlukların giderile bilinmekle. Mana, mantık, matematiksellik ilkelerinin durdurulamaz ölçülerle öne çıkabilmeleriyle. Bilim
adına kullanılışlarının da ön plana çıkmasına. Rasyonalizm denilen akılcılıkla başta pozitif bilimler olmak üzere. Diğer bilimleri de kurallarla yan yana getirebilicilik.
••• Elbette insanlığın manalandırmalarını şereflendiricilik görünümlükle dostlukların aykırı düşmeyici anlamlandırılışlarıyla. Yer yüzünün sahiden olgunlaşarak fitne yaymayıcı aynalarla donatılmışçasına !! İnsanlığın bir birine saygı yansıtıcı olabilmeleriyle; tıpkı geçerli yönlerini koruya bilmelerinin mümkünü gibi. Bilimsel duyuların mümkünün de !!! Zihin hukukunun desteğiyle aykırı, karşı çıkış anlamları oluşturma ya fırsat vermeyici genellemeci çabayla. Sorunlara çare bulabilmek, sorulara cevap aramak, getirileri hayata - yaşantılara dahil edebilmek, illâki buluş ve icatlarla hayatı kolaylaştırıcı adımları attırıcı... Böylesine olanların sebebiyetlikleriyle varlığının ispatı olarak kabul görüp de baş tacı yapılan İLİM -BİLİM için.
••• İlle de içerik tarifi büyük temel tanımlardan oluculukla yollar alıcı adımlar atışlarıyla. Modern bilim - ilim olarak günümüze, kadar gelebilmiş olmasının açıklanabilinir olması ünlü Fransız Filozofu Descartes'ın ( Dekart 1596-1650) matematiği özellikle de pozitif bilimleri işleyişinde kullandığı" analitik geometriyi bilime uygulayıcılıkla; yani akılcılık akımı" denilen Rasyonalizmi sistemli bir şekilde bilimsellik ilkelerini oluştura bilmede matematiksellik ilkeleriyle bütünleştirici olmakla !!! Özgün ve özgürce düşünüşün başardığını bilim uğruna en geçerli adımı atabilmiş olur iken.
••• Dekartı hazırlayan olgularla öncü oluşlar ve bilimde deneycileri de bilim de akılcılık içermiştir çünkü !!! Önerilici bilgiyle öner melerin -önerilenlerin kazanımları da kazanımların eleştirisellikleriyle kabul görücülüğe götüren deneysellikte akılcı oluyorlar ; fonksiyonellikleri de. Rasyonelliğin esaslarından oluyor.
••• İlmin - bilimin getirilerini nimetlerin den yararlanma olarak kabullenenlerin katkılarıyla bazı oluşumların yapılandırılmalarıyla teşekkülleşmiş olan akıl çağı : Aslın da her bir giriş im, açık itiraz şeklinde ölçü, tartı ve derecelendirme ispatına yönelmiştir kabulünü keşfedici olduğu muz da; karşımıza objenin ve subjenin iç açılarıyla dış açılarının iyi hesaplanmaları çıkmaz mı ?? İşte bu bağlam da özellikle de Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında kaybetmesinin en
önemli nedeniyse. Kendisini saptayamayacak kadar dar anlamlı, dar bakıcı, dar da bırakıcılığa gidişatlarla. Ölçü çabasını bilim iddiası modelin den yana değil de !!! Bilime muhalefetlendirici manalara inandırıcılık saygınlıklarına bürünmüş ya da büründürülmüş olarak. Danışmanlık yetileri tam hesaplanamamışlıkla ; kaybettirmeme uğruna yönelecek bilimsellikleri olmayıcılıkla. İleri düşünüş özelliklerine ulaşamayıcı fetvacı yasak ve yasalarıyla. Çoğunluğu hesapsız ve doğrusuz manalarla münasebetten dirilerek bilimin ve bilginin açtığı yollardan gidemeyecek kadar. Osmanlı da dahil; tümüyle İslam alemi ilmin, bilimin hakkını vermeyip.İlimden, bilimden haklarını alamamışlardır.
Millet yararları, batı karşısında mihnet edicilik zararlarına dönüşerek !!! Önce duraklamaya, sonra gerilemeye, hastalanmaya, sonra da çöküntüye maruz kalmışlardır.
••• MÖ.476 da özellikle de
Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasıyla.Batı da başlayan o muntazam Antik Kültürün kayboluşuyla başlayan Hıristiyan taassubuyla yoğrulucu Orta çağ karanlığından çıkılabilinmesi için. Elbette Avrupa'nın - Batının imdadına ! İslam dünyası yetişici örnek, model ve mana aktarıcı konumları yansıtıcı olduğu inkar edilemez, şöyle ki !!!
İslâm dünyası bilginlerinin - filozoflarının özellikle de Platon, Aristo gibi filozofların eserlerini - klasikleri tanıyıp ta Arapça ya çeviriyle yorumlayışlarının getirileri olan uyanışlarını.
İslami taassupluğunun felsefesi olan tasavvufi tasavvurluğuna ulaştırırlar iken. İslam ümaniterliğini kültürlerinin çok yönüne yaysalar da. Özellikle de başta İbni Rüşt olmak üzere İspanya Endülüs Emevi filozoflarıyla, onların yapıtlar aracılığıyla başta felsefi olmak üzere. Antik düşünüşle diğer bilgilere ulaşarak. Yeniden Diriliş denilen Rönesans'ı başlangıç olarak yapabilmeyi 13. Yüzyılın sonuna doğru İtalya - Floransa da başarabilen Avrupa ya böylesine bir fayda sağlayıcı sebebiyette bulunmuş olsalar da.
•••Maalesef İslam bilginleri tamda bilimsel görüşlü yaklaşımlarını yakalayacakları zamanlarda bile sürekli mistik akımların koyu kasvetlerine kapılmaktan kendilerini alamamışlardır. Özellikle de inancın özelliğiyle; uygarlığın özelliklerini çürütmenin yollarına gitmişlerdir. Bu uğur da, ya bir yol bulmuşlar ya da. Bir yol açmışlardır. Zihinsel yaklaşımı sadece inanç kavramıyla tayin ederek. Gerçeğin sadece inanca tutsak olmasından yana güvenilirliğini hatasızlığın en büyük dahiliği olmasını kabullenmeye odaklanarak. Bağlılık kuralları olarak kendi inançlarının dışında bırakmaya layık gördükleri her şeyi çürütebilmeleriyle. Adeta yarışıcı haller almalardır ki.
En kararlı gerçeklerini de, bunlara yakıştırıcı olmuşlardır.
•••İlim - bilim seviyorsanız eğer, buyurun.
Manalara birer uzanın da görün hele !
Neyi ney olduruyor, okuyun anlayarak.
Mana metindeyse, metin anlatandır.
Kaya kırılmaz, güç üşüyorum demez.
Ruhun sıkıntısını fiziksellikler alır.
Şeffaflığın devamı için özenle sevgi.
İnsanlık dramdır, bilgiyle bilim yoksa.
Bir göz atınız, kimleler, neler kıvrılıyor !
Kimler inciniyor, inceliyor şu dünyada.
Kesin birikmez ki güzelim kıvraklıklar.
Uygarlıktan gelmeyenleri çoğalanlar.
Hangi noktalarda özen gerek dersek.
Anlamı durultalım da kendi söylesin !
Elbette söyleniyor, işte dinleyesiniz.
İlim,bilim ile inancımız gelin illa bize.
Gelin bana diye içten çağırırken bile.
Güvenin birbirinize diye çağırıyorum.
Düşürmeyin birbirinizi sakın ha diye.
Çürütmeyin birbirinizin güzel varlığını.
Diye çağıranlar, elbette avare kalmaz.
Düşkün, çürük, bağsız, çor olmazlar.
Özelliksiz, duygusuz, düşüncesizce.
Doğrusuz, doğalsız, kalıpsız, kararsız.
Hedefsizce zihinsizce kala kalmazlar.
Kararlı gerçekleri ilimli, bilimli olanlar.
Şu dünyaların da (yavuz Yurt).