“Hayvanları tanıdıkça insanlardan nefret ediyorum” sözünü bir ara çok duymuştuk ama sonralardan tozlu raflarda yerini almıştı
Şimdi bu sözü tozlu raflardan indirmenin zamanı geldi
Hemen ve hızlıca
Nerden aklınıza geldi? Derseniz; son zamanlara da tüm televizyon kanallarında, internette, sosyal medyada ve ikili sohbetlerde karşımıza çıkan vahşet ve cinayeti haberleri

Prensip olarak güncel konuda yazı yazmam ama bir insan ve baba olarak düşündüğümde…
Rabbimin emanet olarak bizlere verdiği evlatlarımızın, eşlerimizin, annelerimizin, babalarımızın, komşularımızın ve insanlığın nelere maruz kaldığını gördükçe çıldırmamak içten değil
Olanın değerini bilmediği, olmayanın olması için yaptığı emekleri, çabaları gördükçe bu çelişki içinde kıvranıp duruyorum
İnsanlık bu mudur? 
Bizler ne zaman bu hale geldik?
Ne zaman insanlığımızı kaybettik?
Neler okuyup neler yaptık?
Sorularını sormadan duramıyorum ve bu sorular çoğaldıkça çoğalıyor
İşin ilginç yanı bu sorulara cevap veremiyor ve yüzümüzü aşağı eğerek bir de suçluymuşuz halini alıyoruz
Deme ki bizlerinde bir parça suçumuz var o halde
Dolaylı ya da direkt şekilde 
Bir baba olarak evlatlarımı yetiştirememek, bir eğitimci olarak öğrencilerimi yetiştirememek
Aynı şekilde sizlerde evlatlarınızı yetiştirememek
Buna herkes kendi karar versin derim
Her türlü konuda ahkâm kesmeyi bilen bizler, konu şiddete ve cinayete gelince üç maymunu oynuyoruz

Haberlerin ayrıntılarına ve görüntülerine dikkatle bakıldığında olay yerinde yardımı bırakın herkesin elinde bir cep telefonu haberci gibi kayıt alma telaşında 
Eskiden olay anında ve sonrasında her vatandaşı yardım telaşı alırken şimdilerde vurdu duymazlık, olay yerinden uzaklaşma, olay yerinde ise de gazetecilik rolünü oynamak
Biz bu muyduk?
Sonrası basına düşen olayların günlerce sanki bir maçı yorumlar ve tahlil eder gibi evirip çevirmesi, kısacası cılkını çıkarıp sonrada bir köşeye atması 
Sonuç yok
Günlerce kendilerine malzeme yapıp programlarını doldurmak, insanlığa ve yetkililere yanlış yön vermek
Yanlışta anlaşılmasın eleştirim olumlu olanlara değil, onlar kendilerini anlamışlardır
Derdim olayları magazinleştirenleree

Eğitimin evde başlandığını bilmeyen yoktur 
Evde aldığı eğitimin üzerine her kademede katılacak katkılar bizleri bu durumdan kurtaracaktır
Bir eğitimci olarak yıllardır her ne olursan ol  “Eğitim şart” dediğimizde, eğitimi paraya tercih edenler, eğitim ne imiş diyenler, kıs kıs gülenlerin şimdi gülüşlerini göremiyoruz ve üstelik de bizden çok eğitimci kesildiler 
Eğitim denildiğinde ahkâm kesip bizden daha çok çaka satanlar
Yani rolleri değiştirmiş olduk 
Onlar öncü bizler suçlu olduk
Eğitimde bireylerin, ailelerin, grupların… Verdikleri eğitim şekline takılmadan sadece insanı öne alan eğitim olmasını istedik, söyledik söylüyoruz
Söylemeye de devam edeceğiz
Çünkü “Eğitim şart”
Çünkü bu dünyada varlıkların en değerlisi insan ise isteğimiz en doğru ve doğal bir istekti
Başka ne isteye biliriz ki biz eğitimciyiz, biz babayız, biz büyüğüz
Biz her şeyiz yeter ki isteyelim
Her şeyden önce biz Türk’üz ve Müslümanız 
Tek derdimiz insanın yaşamı boyunca rahat, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmesidir

Burada insanlığı temel alarak başladığımız yazımızda düşüncelerimiz başta çocuklarımız olmak için tüm insanlık için temennimizdir
Filistin’de yaşanan dram ve diğer dünya üzerinde yaşanan bilmediğimiz dramların son bulması için dua ederken diyanetimizin Cuma hutbesinden bir parça alarak yazıyı bitirmek istiyorum 

Kıymetli Müminler!
Ne hazindir ki her geçen gün, insani değerlerin ayaklar altına alındığı, masum çocukların acımasızca katledildiği, her türlü kötülüğün açıkça işlendiği bir zamanda yaşıyoruz. Kalpleri kararmış, vicdanları körelmiş zalimlerin kurbanı, nazik ve narin bedenler oluyor.
Bugün bize düşen; Allah Resûlü (s.a.s)’e hakkıyla tabi olmak, bizlere bıraktığı en büyük miras olan Kur’an-ı Kerim’e ve sünnetine sımsıkı sarılmaktır. Başka Narinler’in canice katledilmemesi, başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki masumların canlarına kıyılmaması için Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakını ve çağlar üstü mesajlarını insanlıkla buluşturmaktır. Barış dini İslam’ın, hayat rehberi Kur’an-ı Kerim’in, rahmet peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in, insanlığın sığınabileceği tek liman olduğunu ısrarla anlatmaktır. Dinimizi ve dini değerlerimizi değil, dindarlığımızı yeniden sorgulamaktır. 
İşte o zaman dünyamızda zulüm ve haksızlıklar sona erecek, insanlar güven içinde kardeşçe bir arada yaşayacaktır. Kimse kimsenin canına, malına, namus ve iffetine zarar veremeyecek, masum canlar hayatlarının baharında solmayacaktır…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.