Eraslan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in talimatıyla başlatılan müfredat değişikliği, Türkiye'nin eğitim sisteminde önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nün koordinasyonunda başlatılan hazırlık çalışmaları, bu yılın haziran ayında start aldı. Yeni müfredatın, 2024-2025 eğitim-öğretim döneminde “okul öncesi, 1, 5 ve 9'uncu sınıf”lardan itibaren kademeli şekilde uygulanması planlanıyor. Peki, bu değişiklikler neler getirecek ve eğitim sistemi nasıl şekillenecek?
ÖĞRENCİLERİN KİŞİSEL GELİŞİMİNE DE ODAKLANILACAK
Müfredat değişikliği çalışmalarının başladığı günden bu yana ilgili genel müdürlükler, çok sayıda çalıştay düzenleyerek, eğitim paydaşlarının, akademisyenlerin, eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerin görüşlerini alıp raporlandı. Bu süreçte öne çıkan önemli bir hedef, öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimini esas alan “bütüncül eğitim” yaklaşımının benimsenmesi oldu. Yani artık sadece bilgi aktarmak değil, öğrencilerin kişisel gelişimine de odaklanılacak.
"Bütüncül eğitim" yaklaşımı, öğrencilerin sadece akademik bilgi edinmesi değil, aynı zamanda fiziksel, duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimlerini de kapsayan bir eğitim anlayışını ifade eder. Bu yaklaşım, öğrencilerin sadece bilgi ve becerilerle değil, aynı zamanda kişisel değerler, insan ilişkileri, sağlık, sanat, kültür ve toplumsal sorumluluk gibi farklı alanlarda da gelişmelerini amaçlar.
Bütüncül eğitim, öğrencilerin sadece sınav başarılarına odaklanan bir eğitim sistemi yerine, onların bireysel potansiyellerini keşfetmelerini ve geliştirmelerini destekler. Bu yaklaşım, öğrencilerin kendilerini daha iyi tanımalarına, empati yeteneklerini geliştirmelerine, insan haklarına saygı göstermelerine, sağlıklı yaşam biçimlerini benimsemelerine ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olmayı hedefler.
TÜRKİYE'NİN EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖNEMLİ BİR DÖNÜŞÜMÜN KAPISI ARALANDI
Yeni müfredatta, özellikle üniversite öğrencilerinin anlayabileceği zorluktaki konuların müfredattan çıkartılarak eğitimin kalitesini artırmayı hedefliyor. Ancak bu değişiklikleri yaparken sınav sistemini de gözden geçirmek gerekiyor. Öğrencilere verilen eğitimin kalitesi kadar, değerlendirme süreçleri de önemli. Bu noktada yapılacak değişikliklerle öğrencilerin performanslarının daha adil bir şekilde değerlendirilmesi ve öğrenme süreçlerinin daha etkili hale gelmesi hedefleniyor.
Aralık ayında açıklanacak olan yeni müfredatla birlikte, temel derslerin yanı sıra seçmeli derslerde de değişiklikler bekleniyor. Bu değişikliklerin detayları merakla beklenirken, Türkiye'nin eğitim sisteminde önemli bir dönüşümün kapısının aralandığı da aşikâr.
Müfredat değişikliği, Türkiye'nin eğitim sisteminde daha çağdaş, öğrenci odaklı, çok yönlü gelişimi esas alan bir yaklaşımın yavaş yavaş hayata geçirilmesini simgeliyor. Önümüzdeki yıllarda bu değişikliklerin eğitim kalitesine nasıl yansıyacağını ve öğrenciler üzerindeki etkilerini görmek için sabırsızlanıyoruz. Türkiye'nin eğitim geleceği için atılan bu adımların ülkemizin gençlerine daha iyi bir gelecek sunmasını diliyoruz.”
Arap Kurt