Çocukken camımızın önüne kuş konduğunda sevinçten uçardık.
Hemen bir parça ekmek koparır, yedirmeye çalışırdık. Ama yaklaştığımızda uçar giderdi.
Biz de tabii ki üzülürdük; ekmek yediremediğimizden.
Şimdilerde pencerenin önüne kuş konmuş, kimsenin hayvanı görecek hâli kalmamış. Ya da görse de umursamıyor.
Kendi derdinden, doğadaki güzelliği görecek hâli kalmamış.
İnsanlığı, yardımseverliği… Unutmuş.
Pencerenin önünü kirletecek diye de kovması cabası.
Biz insanoğlunun her bir olaya ve varlıklara anlam yükleme huyumuz vardır.
Saymakla da bitmez.
Bunlardan bir tanesi de güvercin ve pencereye güvercin konmasıdır.
Güvercin, birçok mitolojide kutsal; aynı zamanda uyumun, manevi temizlik, barış, sevgi, aşk, saflık, mutluluk, huzur ve sükûnetin; şans, bereket, umut, sadakat, refah, güven, koruyucu ve özgürlük evrensel sembolleridir.
Özellikle kadim medeniyetlerde, Hristiyanlık ve İslam kültüründe güvercin, kutsal ruhun sembolü ve tanrıların, meleklerin, ruhların bir mesajı olarak kabul edilmiştir.
İslam kültüründe ise Hz. Muhammed’in hayatı boyunca güvercinlerle ilgili birçok mucizevi olay anlatılmaktadır.
Hristiyanlıkta, İsa’nın vaftiz edildiği sırada gökyüzünden inen güvercin, kutsal ruhu temsil eder.
Eski Yunan mitolojisinde aşk ve barış tanrıçası Afrodit’in sembolü olarak kabul edilmişlerdir.
Bu yüzden güvercinlerin kültürel sembolizmi genellikle yerel inanç ve geleneklere göre şekillenir.
Kuşlar, eski inançlara göre hayatımızda gizli mesajlar taşıyan işaretçiler olarak kabul ediliyor.
Tarih boyunca güvercinler, haberleşme aracı olarak, özellikle savaş zamanında kullanılmıştır.
Ancak kültürel yorumlar değişebilir ve güvercinlerin pencereye konması, farklı kültürlerde farklı anlamlara gelebilir.
Güvercinlerin sembolik anlamı sadece tarih boyunca değil, günümüzde de hâlâ önemini korumaktadır.
Özellikle sanat, edebiyat ve felsefe alanlarında güvercin, birçok farklı anlamı temsil etmektedir.
Güvercinler, şehirlerde sıklıkla görebileceğimiz kuş türlerindendir.
Güvercinlerin yüksek yerlere, özellikle de binaların çatılarına ve pencerelerine konma eğiliminde olduklarını belirtmek gerekir.
Bu davranışlarının arkasındaki nedenlerin başında, yüksek yerlerde yuva yapma isteği gelmektedir.
Güvercinlerin pencereye konma nedenleri pek çok farklı faktöre bağlı olabilir.
Bunlardan ilk neden, yiyecek bulma; pencere camlarının yansımaları, mevsimsel etmenler, yuva yapma ve sıcak bir yer arayışıdır.
Güvercinlerin pencereye konması, kişisel olarak bireyin ruhsal dengesini olumlu ya da olumsuz şekilde etkiler.
Pencereye konan güvercin, evrensel bir simge olarak kabul edilse de sürekli ziyareti, her kültürde
Pencereye güvercin konmasıyla ilgili aşağıdaki mitler mevcuttur:
• Yakın zamanda kötü haber alacağınız,
• Birinin vefat edeceği,
• Bir insanın ruhunun özgürlüğe kavuştuğu,
• Özellikle kaybettikleri bir yakınlarının ruhunun evlerini ziyaret ettiği,
• Sevdiklerinin varlığına dair iyi bir işaret olduğu şeklinde yorumlanabilir.
Kuşların rengi, taşıdıkları mesajların içeriğini belirleyebilir. İşte rengine göre cama konan kuşların anlamları:
• Siyah Kuş: Haneye ve çevrede olan bir kişi için yapılan büyü anlamına gelir.
• Beyaz Kuş: Duaların kabul olduğu, dönüşlerin alınacağı ve işlerin olumlu sonuçlanacağı anlamına gelir.
• Kahverengi Kuş: Geçmişte olan bir kişinin ansızın çıkıp gelmesi anlamına gelir.
• Renkli Kuş: Kararsız olunan bir konuda netliğe kavuşulması anlamına gelir.
Sonuç olarak, insanoğlu ne olursa olsun inanmak istediğini ya da görmek istediğini kendine yol edindiğinden,
Derim ki hayatta her şeye olumlu bakmak, hayatınıza renk katacaktır.
Hayatınız daima renkli olsun!